2 Ekim 2013 Çarşamba

Yeniden Cumhuriyet Halk Partisi'ndeyim...



“2011 yılı Ağustos ayında istifa etmek zorunda kaldığım Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Eski Anavatan Partilileri, Eski Doğru Yol Partilileri yani bu ülkede demokratik, laik, sosyal hukuk devletini destekleyen, destek veren Türkiye'nin çağdaşlaşmasına katkı yapmak isteyen bütün yurttaşlarımızı partimizin şemsiyesi altına bekliyorum’ sözü üzerine geri dönme kararı aldım.

18 Eylül 2013 tarihinde parti meclisi kararıyla Cumhuriyet Halk Partisi’ne katıldım. Üye kaydımla ilgili CHP Başakşehir İlçe Başkanlığı’na Genel Merkez tarafından 23 Eylül 2013 tarihinde bilgilendirme yazım gönderildi.

Öncelikle şunu söylemem gerekir ki Sayın Kılıçdaroğlu’nun çağrısı, içinde bulunduğumuz günün koşulları, ülkemizin gidişatı konusunda artık günün birlik beraberlik içinde, aynı çatı altında birleşme günü olduğunun altını bir kez daha çizmiş oldu.

Biliyorsunuz ki bizler, yani bu ülkede siyaset yapanlar hepimiz birer aracıyız. İster Başbakan ister milletvekili ister meclis üyesi olsun, bu makamlarda geçici görevliyiz. Bu görevler bize ülke menfaatini her şeyin önünde tutmak adına verildiğine göre bizlere düşen, onu sonuna dek halkın isteği doğrultusunda sürdürmek olmalı.

Evet, iktidar olmak insanın başını döndürebilir, elde edilen güç yüzünden hatalara da düşürebilir ancak bir ülkeyi intikam duygularıyla yönetmeye kalkan siyasiler, o ülke için son derece tehlikeli olabilir.

Ve ne yazık ki “Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir”, “Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir “ diyen Ulu Önder Atatürk’ün işaret ettiği gibi, Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu korkunç tablo da budur…

O yüzden temennim odur ki Sayın Kılıçdaroğlu’nun çağrısı siyasetle uğraşan herkese bir uyarı, Türk halkına ise gelecekte bizi bekleyen tehlikelerle ilgili bir mesaj olur ve dikkate alınır.

Çünkü başta da dediğim gibi “gün artık birlik olma günüdür” aksi takdirde çok geç olma riski fazlasıyla büyümüştür. Bana gelince bugüne dek yaptıklarım bellidir. Haklıysa haklının yanında, haksızsa da haksızın karşısında durdum. Siyasete Anavatan Partisi ile başladım, çeşitli kademelerde görev yaptım. Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın ile birlikte Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçtik. Bahçeşehir Belediyesi’nde yaptığımız çalışmalar ile Türkiye’yi örnek belediyecilikle tanıştırdık, ödüller kazandırdık.

Bundan böyle geçmişte ve bugün de devam ettiğim siyasi görevlerimde olduğu üzere; tüm bilgi, deneyim ve performansımı Cumhuriyet Halk Partisi’nin önce Başakşehir’de, sonra İstanbul ve Türkiye’de iktidar olması için harcayacağım. Elimden gelen her türlü gayreti ülkem adına sarf ettiğim müddetçe de huzur duyacağım.

Aynı zamanda 35 yıl önce Cumhuriyet Halk Partisi Rize Delegesi olan babam İlyas Kazancıve amcam Recep Kazancı’nın bıraktığı yerden devam edeceğim için de çok mutlu olduğumu söylemek istiyorum.

Bu vesile ile önümüzdeki yerel seçimlerin ülkemize huzur, refah ve barış, bu ülkeyi seven ve kendi çıkarının önünde tutan tüm aday adaylarına ise başarılar getirmesini diliyorum.”

Ömer Kazancı

İBB-Başakşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi

Facebook:
omerrkazanci

Twitter: @omerrkazanci