2 Ekim 2013 Çarşamba

Yeniden Cumhuriyet Halk Partisi'ndeyim...



“2011 yılı Ağustos ayında istifa etmek zorunda kaldığım Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Eski Anavatan Partilileri, Eski Doğru Yol Partilileri yani bu ülkede demokratik, laik, sosyal hukuk devletini destekleyen, destek veren Türkiye'nin çağdaşlaşmasına katkı yapmak isteyen bütün yurttaşlarımızı partimizin şemsiyesi altına bekliyorum’ sözü üzerine geri dönme kararı aldım.

18 Eylül 2013 tarihinde parti meclisi kararıyla Cumhuriyet Halk Partisi’ne katıldım. Üye kaydımla ilgili CHP Başakşehir İlçe Başkanlığı’na Genel Merkez tarafından 23 Eylül 2013 tarihinde bilgilendirme yazım gönderildi.

Öncelikle şunu söylemem gerekir ki Sayın Kılıçdaroğlu’nun çağrısı, içinde bulunduğumuz günün koşulları, ülkemizin gidişatı konusunda artık günün birlik beraberlik içinde, aynı çatı altında birleşme günü olduğunun altını bir kez daha çizmiş oldu.

Biliyorsunuz ki bizler, yani bu ülkede siyaset yapanlar hepimiz birer aracıyız. İster Başbakan ister milletvekili ister meclis üyesi olsun, bu makamlarda geçici görevliyiz. Bu görevler bize ülke menfaatini her şeyin önünde tutmak adına verildiğine göre bizlere düşen, onu sonuna dek halkın isteği doğrultusunda sürdürmek olmalı.

Evet, iktidar olmak insanın başını döndürebilir, elde edilen güç yüzünden hatalara da düşürebilir ancak bir ülkeyi intikam duygularıyla yönetmeye kalkan siyasiler, o ülke için son derece tehlikeli olabilir.

Ve ne yazık ki “Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir”, “Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir “ diyen Ulu Önder Atatürk’ün işaret ettiği gibi, Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu korkunç tablo da budur…

O yüzden temennim odur ki Sayın Kılıçdaroğlu’nun çağrısı siyasetle uğraşan herkese bir uyarı, Türk halkına ise gelecekte bizi bekleyen tehlikelerle ilgili bir mesaj olur ve dikkate alınır.

Çünkü başta da dediğim gibi “gün artık birlik olma günüdür” aksi takdirde çok geç olma riski fazlasıyla büyümüştür. Bana gelince bugüne dek yaptıklarım bellidir. Haklıysa haklının yanında, haksızsa da haksızın karşısında durdum. Siyasete Anavatan Partisi ile başladım, çeşitli kademelerde görev yaptım. Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın ile birlikte Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçtik. Bahçeşehir Belediyesi’nde yaptığımız çalışmalar ile Türkiye’yi örnek belediyecilikle tanıştırdık, ödüller kazandırdık.

Bundan böyle geçmişte ve bugün de devam ettiğim siyasi görevlerimde olduğu üzere; tüm bilgi, deneyim ve performansımı Cumhuriyet Halk Partisi’nin önce Başakşehir’de, sonra İstanbul ve Türkiye’de iktidar olması için harcayacağım. Elimden gelen her türlü gayreti ülkem adına sarf ettiğim müddetçe de huzur duyacağım.

Aynı zamanda 35 yıl önce Cumhuriyet Halk Partisi Rize Delegesi olan babam İlyas Kazancıve amcam Recep Kazancı’nın bıraktığı yerden devam edeceğim için de çok mutlu olduğumu söylemek istiyorum.

Bu vesile ile önümüzdeki yerel seçimlerin ülkemize huzur, refah ve barış, bu ülkeyi seven ve kendi çıkarının önünde tutan tüm aday adaylarına ise başarılar getirmesini diliyorum.”

Ömer Kazancı

İBB-Başakşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi

Facebook:
omerrkazanci

Twitter: @omerrkazanci

29 Mayıs 2013 Çarşamba

BAHÇEŞEHİR BELEDİYESİ NEDEN KAPATILDI?İŞTE ŞİMDİ ORTAYA ÇIKTI!

BAHÇEŞEHİR BELEDİYESİ NEDEN KAPATILDI?İŞTE ŞİMDİ ORTAYA ÇIKTI!

Evet "Bahçeşehir Belediyesi neden kapatıldı?" sorusunun cevabı bugün çok daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Çok çok üzülerek ifade ediyorum ki!...

Bahçeşehir "ranta kurban" edilmiştir.

2009 yılında kapatılan Bahçeşehir Belediyesi; Başakşehir Belediyesi'ne devredildikten ve aradan dört yıl geçtikten sonra, "Gölet bölgesinde", "Pazartürk alanında" ve "Bahçeşehir yamacındaki park alanlarında" sosyal donatı alanı dediğimiz ve çoğunun imarı olmayan veya 0.05 imarlı yerlere, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 6306 sayılı yasayı gerekçe göstererek "imar planı tadilatı" yapmıştır.

Bu tadilatla "Göletin" Mesa Nurol satış ofisinden, Doğa Parkı Caddesi çıkışına kadar olan bölümü imara açılmıştır. Yapılan bu imar tadilatı ile Bahçeşehir'de en az 250 bin (250.000) metrekare ilave inşaat getirilmekte, sosyal donatı alanları, park alanları, pazar alanları imara açılmaktadır...

İşte tam burada Bahçeşehir Belediyesi "Neden kapatıldı?" sorusu da cevabını bulmaktadır.

Eğer Bahçeşehir ayrı bir belediye olsa, Belediye Başkanı Kemal Aydın ve ekibi iş başında olsaydı, kesinlikle yapılan bu plana karşı çıkacak, bu rant hesapları tutmayacaktı.

İşte; Bahçeşehir Belediyesi dört yıl önce tam da bu yüzden kapatılarak seçim kazanma hesaplarıyla, Başakşehir Belediyesi'ne bağlanmış, önce "Bahçeşehir Belediyesi yok edilmiş", şimdi de "Bahçeşehir" deki "sosyal doku yok edilmeye" çalışılmaktadır.

Şimdiden duyuyorum!...

Başakşehir Belediyesi üst yönetimi, özellikle Bahçeşehir'den sorumlu başkan yardımcısı, "Ne yapalım! Planı biz yapmadık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yaptı" demeye başladılar bile!...

Ama bu kesinlikle inandırıcı değil ve gerçekle bağdaşmayan açıklamalardır.

Burada; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı "Gölet bölgesindeki" Mesa Mesken A.Ş. ve Nurol A.Ş.'ye ait alanlara imar planı tadilatı yaparken, onlar da belediye ile birlikte hareket etmişlerdir. Belediye ile aynı masada oldukları halde, araya "Pazartürk alanını" ve "Anfi tiyatronun" otobana doğru olan planda, park alanı olarak gözüken ve Ispartakule Caddesi'nden bakıldığında sarı sarı endemik bitkilerin ve çiçeklerin olduğu "çok fazla eğimli alan" da imara açılmıştır.

Şimdi soruyorum:

"Belediye yönetimi; eğer bu plana karşı idi ise kendisi bu plana askı süresi içinde acaba itiraz etmiş midir?"

"Bu planı yargıya taşımayı düşünüyor mu?"

Başakşehir Belediyesi bir an önce bu soruların cevabını vermek zorundadır.

Maalesef Başakşehir Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kafa kafaya verip bu planı gerçekleştirmişler, Mesa Mesken A.Ş., Nurol A.Ş. ise görüldüğü üzere bu plana karşı çıkmamışlardır.

Umarım plana yapılan itirazlar kabul edilir de "Gölet bölgesi" imara açılmaz!

Yoksa gerçekten çok yazık olacak ve iş işten geçmiş olacak!

Bir de üstelik Doğa Parkı Caddesi yapılan bu planlamayla 10 metreden 20 metreye çıkartılacak, bu da demek oluyor ki cadde üzerinde sağlı sollu bulunan yüzlerce "25-30 yıllık ağaçlar yok edilecektir!"

Bahçeşehir ilk kademe belediyesi 1999'dan 2005 yılına kadar imar planı yapma yetkisi olan bir belediye iken, Bahçeşehir Belediyesi Başkanı Kemal Aydın ve ekibi kesinlikle Bahçeşehir içinde imarla ilgili bir plan tadilatına "tevessül etmemiş", şehrin içine bir benzin istasyonu açmamış, Göleti sahiplenip Bahçeşehirlilerin kullanımına sunmuştur.

Artık Bahçeşehir'de yaşayan vatandaşlar bu olaylara seyirci kalmamalı, yasal yollarla haklarını aramalıdırlar.

Geçmişte Gölete fıskiye yaparken, araçların önüne geçip yapılan fıskiyelere karşı çıkan, çürüdüğü için kesilen bazı ağaçların fotoğrafını çekip kamu oyu oluşturmaya çalışanlar nerede?

"Neden bu gün sesleri çıkmamaktadır" diye sormaktan da kendimi alamıyorum.

Ben buradan Mesa Mesken A.Ş. ve Nurol A.Ş. yetkililerine de sesleniyorum:

"Yıllardır Bahçeşehir' den para kazandınız, kazanmaya da devam ediyorsunuz. Helalı hoş olsun. Hiç bir sözümüz yok! Ancak lütfen bu planı kabul etmeyerek bir ilki gerçekleştirin ve Türkiye'ye örnek olun. Bize yüzde 5 turizm spor rekreasyon imarı yeter deyin."


Yoksa Bahçeşehirli sizi de affetmeyecektir (Tabii bu kendimce bir teselli).

Bir çağrımda belediye yönetimine ve özellikle Bahçeşehir'den sorumlu olan belediye başkan yardımcısına olacak!

"Gelin 'Anılarla Bahçeşehir' programlarının sayısını arttıralım. Ayda bir program yerine, dört program yapalım. Geçmiş 1999 ile 2009 yılları arasındaki Bahçeşehir Belediyesi'nin yapmış olduğu güzellikleri, kazanımları, güvenli, temiz, huzurlu, ödüllü "Bahçeşehir' imizi" daha çok analım."

Çünkü!...

Sayenizde Bahçeşehir ne yazık ki sadece anılar da kalacak!

 



Ömer Kazancı

Büyükşehir-Başakşehir Bağımsız Belediye Meclis Üyesi

Facebook:
omerrkazanci

Twitter: @omerrkazanci

12 Mart 2013 Salı

Kadın sığınmaevi diye diye dilimde tüy bitti!

Kadın sığınmaevi diye diye dilimde tüy bitti!

 

Uzun zamandır ilçe meclis toplantılarında gündeme getirdiğim kadın ve çocuk sığınmaevi  hakkında, Şubat ayında Başakşehir Belediyesi'ne vermiş olduğum yazılı önergeye henüz cevap alamadım.

Kadınlar Günü'ne denk gelen Mart ayı ilçe toplantılarının ikinci birleşiminde, konuşmamı yaparken yine bu konuyu dile getirdim ve Başkanlık Makamı'na önergemi hatırlattım.

Artık bu konuda bir cevap değil, kadın ve çocuk sığınmaevinin bir an önce yapılmasını bekliyoruz.

Kadınlar Günü'nü yeni kutladığımız bu günlerde, herkes kendi üzerine düşeni yaparken artık bu işe hızlıca bir çözüm bulmak gerekiyor. Çünkü çağdaş uygarlık düzeyine geçmenin yolu, kadın erkek tüm vatandaşların eşit olmasından geçiyor.

Halbuki geçmişe baktığımızda Türk kadını seçme ve seçilme hakkına, önce 1930'lu yıllarda; belediye, muhtarlık ve ihtiyar meclisi seçimlerinde, 5 Aralık 1934'te ise anayasa ve seçim kanununda yapılan yasa değişikliği ile milletvekili seçimlerinde kavuşmuştu.

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde, kadın hakları konusunda gurur verici atılımlar gerçekleştiren Türkiye, kadına seçme ve seçilme hakkını Avrupa ülkelerinden de önce vererek bu konuda zoru yıllar önce başarmıştı.

Ve bu konuda haklı bir gurur yaşaması da son derece doğaldı.

Ancak bugün geldiğimiz noktada, hala yazılı ve görsel basında birçok iç parçalayıcı kadına şiddet haberleri okuyor ve dinliyoruz. Ne yazık ki kadına şiddeti önlemek amacıyla birçok yönetmelik ve yasa çıkmasına rağmen şiddet bir türlü azalamıyor.

Şiddetin nedeni, gerekçeleri ya da neden yaşandığı konularını irdelemek başlıca bir konu ancak en azından şu aşamada yapılabilecek bir çözüm önümüzde varken, bu konuda ihmalkar davranılması insanı derinden üzüyor.


Oysa bir önceki yasada, nüfusu 50 binin üzerinde olan belediyeler olmak üzere sözü geçen ve 6 Aralık 2012 Tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 13 İlde Büyükşehir Belediyesi ve 26 İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna göre yapılan düzenlemede; “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk evleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konuk evleri açabilirler”  deniyor.

Dolayısıyla artık çoktan yapması gerektiği halde henüz bu atılımı gerçekleştirmeyen Başakşehir Belediyesi'nin, ivedilikle kadın ve çocuk sığınmaevini açması, ilçemizde yaşayan ve şiddete uğradığı halde gidecek, sığınacak yeri olmadığı için boyun eğip kaderine razı yaşamak zorunda kalan nice kadına, elini uzatıp sahip çıkması gerekiyor.

Çünkü kadın istihdamını arttırmak yönünde yürütülen politikaların tümü, ancak şiddete uğrayan kadının şiddetten uzaklaşması ve ruh sağlığının düzelmesi ile başarılabilir görünüyor.

O yüzden Başakşehir Belediyesi, bir an önce devletin sıcak yuvasının kapısını açmalı ki şiddetin tamamen ortadan kalktığı günler hayal olmaktan öteye geçsin.

Tabi bu alanda sadece Başakşehir Belediyesi değil, İstanbul büyükşehir sınırlarındaki 39 ilçe belediyesinin de Büyükşehir belediyesi öncülüğünde kadın ve çocuk sığınmaevleri açması, açılmış olanları da günümüz koşullarına göre modernize etmesi gerekiyor.

Belediyeler üzerine düşeni yapsın ki çalışkan kadınımızın her alanda eşit ve özgür bireyler olarak yaşadığında, iş gücüne ne kadar katkıda bulunduğunu görebilelim.

İşte o zaman her alanda temsil hakkına sahip kadınlarımız sayesinde ülkemizin ne kadar gelişip büyüdüğünü ise hep birlikte dünyaya gösterebilelim.

Aksi takdirde vakit çok geç olur.

Anasız büyüyen çocuklarımız ise gelecekte kaybolur.


Ömer Kazancı


Büyükşehir-Başakşehir Bağımsız Belediye Meclis Üyesi

Facebook:
omerrkazanci

Twitter: @omerrkazanci



11 Mart 2013 Pazartesi

Ömer Kazancı: "Sokak aydınlatması ve hırsızlık olayları çözülecek mi?"

Ömer Kazancı: "Sokak aydınlatması ve hırsızlık olayları çözülecek mi?"

 

 Büyükşehir-Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Ömer Kazancı, Başakşehir Belediyesi'ne Mart ayı meclis toplantısında Bahçeşehir Kemal Sunal Caddesi ışıklandırması ve Bahçeşehir'de yaşanan hırsızlık olayları konusunda Başakşehir Belediyesi'ne yazılı bir soru önergesi sundu. 

 

Bahçeşehir Kemal Sunal Caddesi'ndeki ışıklandırmalar ve bölgede yaşanan hırsızlıklar konusunda; Büyükşehir ve Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Ömer Kazancı'nın Başakşehir Belediyesi Mart ayı toplantılarında sunduğu 1. yazılı soru önergesi şöyle:
Sokak aydınlatma çalışmaları ve hırsızlık olayları ne olacak?

1- Bahçeşehir Süzer Bulvarı, Ahmet Taner Kışlalı Caddesi, Doğaparkı Caddesi, Avni Akyol Bulvarı ve Ispartakule Caddesi üzerinde bulunan elektrik direklerine 7-8 yıl önce süs amaçlı konulan elektrik kabloları ve aparatları sökülmüş, dağılmış ve direklerden sarkarak çirkin bir görüntü oluşmasına neden olmuştur.

2-Bahçeşehir 1. Kısım Mahallesi Kemal Sunal Caddesi üzerinde akşam saatlerinde elektrik direklerinde problemler mevcut olduğundan ışıklar yanmamakta, açık otoparklardaki taşlar sökülmüş, kalkmış, caddedeki yeşil alanlar kötü durumdadır. Karanlıktan ve kontrolsüzlükten dolayı da hırsızlık olayları çok artmıştır" diyen Kazancı yazılı soru önergesini Başakşehir Belediyesi Başkanlık Makamı'na sundu ve şu sorularının yanıtlanmasını talep etti.

"Yukarıda saymış olduğum caddelerdeki elektrik direklerinde bulunan süs amaçlı ışıklandırmaları kaldırmayı düşünüyor musunuz?"

"Kemal Sunal Caddesi üzerindeki sokak aydınlatmalarını aktif hale getirmeyi düşünüyor musunuz? Kemal Sunal Caddesi'nde; yol, bordür, tretuar çalışması yapmayı düşünüyor musunuz?"

"Son yıllarda Bahçeşehir genelinde görülen yoğun hırsızlık olaylarının önlenmesi için belediyemizin yapmış olduğu bir çalışma var mıdır?"

Bahçeşehir'de sokak ışıklandırmaları ve hırsızlıkla ilgili şikayetler uzun süredir devam ediyor ve bu konuda yapılan ya da yapılacak çalışmalar var mı, merak ediliyordu.

 
Ömer KAZANCI

Büyükşehir-Başakşehir Bağımsız Belediye Meclis Üyesi

Facebook: omerrkazanci

Twitter:
@omerrkazanci

Blog:
omerkazanci.blogspot.com

 


 

Ömer Kazancı: "Hoşdere-Esenyurt yoluna çözüm neden çıkmıyor?"

Ömer Kazancı: "Hoşdere-Esenyurt yoluna çözüm neden çıkmıyor?"

 Büyükşehir-Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Ömer Kazancı, Başakşehir Belediyesi'ne Mart ayı meclis toplantısında Hoşdere-Esenyurt yolu ve İstanbul Caddesi'nin ışıklandırması ile Hoşdere mevkiinde konumlanan servis araçlarının çevreyi kirletmesi konusunda Başakşehir Belediyesi'ne yazılı bir soru önergesi sundu. 

 

Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi Hoşdere-Esenyurt yolu, Hoşdere ayrımından Mercedes fabrikasına devam eden ana arter yol ve İstanbul Caddesi üzerinde hiç bir ışıklandırma yapılmaması konularında ve yine aynı mevkiide park eden sevrvis araçlarının çevreyi kirletmesi nedeniyle Büyükşehir ve Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Ömer Kazancı'nın Başakşehir Belediyesi Mart ayı toplantılarında sunduğu 2. yazılı soru önergesi şöyle:

Kazancı: "3-4 kez soru önergesi verdim, söz alıp gündeme getirdim, gene çözüm olmadı!"

"Boğazköy'den itibaren Hoşdere'ye doğru giden "Hoşdere Esenyurt yolu" ile Hoşdere ayrımından Mercedes fabrikasına kadar devam eden ana arter ve Mercedes fabrikasından Hoşdere'ye inen İstanbul Caddesi üzerinde hiç ışıklandırma olmaması, bu yolları kullanan vatandaşlar açısından can ve mal tehlikesi oluşturmaktadır.

Yine Mercedes fabrikasından Hoşdere'ye inen İstanbul Caddesi üzerinde servis araçlarını park eden araç sahipleri yolu tek şeride düşürmekte, ayrıca burada park halindeyken yol kenarında araçlarının yıkama, bakım ve temizliklerini yaparak çevreyi de kirletmektedirler.

"Bu konularda 3-4 kez önerge vermeme üstelik gündem dışı söz alarak dile getirmeme rağmen bir çözüm olmamıştır" diyen Kazancı yazılı soru önergesini Başakşehir Belediyesi Başkanlık Makamı'na sundu ve şu sorularının yanıtlanmasını talep etti.

1-
Bu yolları karanlıktan kurtarmak için gerekli aydınlatma çalışmalarını yapmayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız herhangi bir tarih belirlediniz mi?

2-
Yol kenarında park eden ve çevreyi kirleten bu araçlara bir yer göstermeyi ve bu alandaki parklanmaları önlemeyi düşünüyor musunuz?

3- Belediye zabıtası bu araçları hiç uyardı mı, bu araçlara Kabahatler Kanununa göre bir ceza uygulaması yapıldı mı?

Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi Hoşdere mevkii ve istanbul Caddesi ışıklandırma sorunu tüm şikayetlere rağmen çok uzun zamandan beri devam etmekte ve yol kenarındaki bu araçlar çevreye ciddi zarar vermekteydi. 


Ömer KAZANCI

Büyükşehir-Başakşehir Bağımsız Belediye Meclis Üyesi

Facebook: omerrkazanci

Twitter:
@omerrkazanci


 

8 Şubat 2013 Cuma

Büyükşehir-Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi olarak, Başakşehir Belediyesi'ne Şubat ayı meclis toplantısında Boğazköy Merkez Camii inşaatının tamamlanması ile kadın ve çocuk sığınma evi açılmasına ilişkin soru önergesi sundum.

Büyükşehir-Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Ömer Kazancı'nın, İsmet Yüksel adlı vatandaşın yaşamını yitirmesine neden Boğazköy Merkez Camii inşaatının tamamlanması ile kadın ve çocuk sığınma evi açılmasına ilişkin soru önergem şöyle:


“Yapımı 1,5 yıldır devam eden ama bir arpa boyu yol alınamayan Boğazköy merkez camiinin yapımı için belediyemizin acilen kaynak ayırması ve işi üstlenmesi gerekmektedir.

 06 Aralık 2012 tarihinde 28489 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 Sayılı “On üç ilde Büyükşehir Belediyesi ve yirmi altı ilçe kurulması” ile ilgili Kanun 5393 Sayılı Belediye Kanununun, belediyelerin görev ve sorumlulukları başlıklı 14.Maddesinin birinci fıkrasının “b” bendinin birinci cümlesinde yer alan “sağlıkla ilgili her türlü tesisi açabilir ve işletebilir” ibaresinden sonra gelmek üzere “mabetlerin yapımı,bakımı,onarımını yapabilir” ibaresi eklenerek, bu konuda belediyelerin önündeki engeller kaldırılmıştır.

Yasada yapılan bu değişiklikten sonra şu anda yaklaşık 7.000 konutun mevcut olduğu Bahçeşehir 2.Kısım Mahallesi Boğazköy Mevkii’nde yapımına başlanan caminin, belediyemiz bünyesinde tamamlanması için gerekli işlemlerin yapılması.

Ayrıca 6360 Sayılı Yasa ile getirilen yeni bir düzenlemede “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000 in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadırlar” denmektedir.

5393 Sayılı Belediye Kanununun 14. Maddesinin birinci fıkrasının “a” bendinin son cümlesinde “Büyükşehir belediyeleri ve nüfusu 50.000'i geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar” metni iptal edilmiş, yeni düzenlemeyle Büyükşehir Bediyeleri ve nüfusu 100.000 in üzerindeki belediyelerin kadın ve çocuklar için konukevi açmasını kanuni zorunluluk haline getirilmiştir.

Kadına ve çocuğa yönelik şiddet haberlerinin her geçen gün arttığı bir ortamda, şiddete maruz kalan kadın ve çocuklarımızı korumak, onlara bir şefkat eli uzatmak, onları ele güne muhtaç etmeden kamunun yani belediyemizin yani devletimizin koruması altına almak, hepimizin görevi olsa gerek.

Bu vesile ile 6360 Sayılı Yasa ile zorunluluk haline gelen kadın ve çocuklar için konukevi açılması için belediyemizin ivedilikle çalışmalara başlaması, acilen ilçemizde bir kadın ve çocuk konukevi yapılması için önerimin başkanlık makamına havalesini dilerim.”

Büyükşehir ve Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi olarak , geçtiğimiz Cumartesi günü Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi Boğazköy mevkiinde bulunan Boğazköy Merkez Camii inşaatında yaşanan elim kaza ile ilgili, 4 Şubat Pazartesi günü yapılan Şubat ayı meclis toplantısı birinci birleşiminde Başakşehir Belediyesi'ne yazılı bir soru önergesi sunmuştum. 




Büyükşehir-Başakşehir Belediye Bağımsız Meclis Üyesi

E-mail :omerkazanci@superonline.com
            omerkazanci@bahcesehirnews.com

Facebook: facebook.com/omerrkazanci
Twitter: @omerrkazanci


Cami inşaatı kazası için yazılı soru önergesi

Büyükşehir ve Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi olarak, geçtiğimiz Cumartesi günü Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi Boğazköy mevkiinde bulunan Boğazköy Merkez Camii inşaatında yaşanan elim kaza ile ilgili, Başakşehir Belediyesi'ne yazılı bir soru önergesi sundum.

 Büyükşehir ve Başakşehir Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Ömer Kazancı'nın İsmet Yüksel adlı vatandaşın yaşamını yitirmesine neden olan kaza ile ilgili sunduğu yazılı önergesi şöyle:

"İstanbul ili Başakşehir ilçesi Bahçeşehir 2.kısım Mahallesi Boğazköy Mevkii 434 ada 8 parselin 7.300 metrekarelik kısmı 28 Mart 2010 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, 07 Mayıs 2010 tarihinde ise ilçe meclisimizde 1/1000 lik planla “Dini Tesis Alanı” ilan edilmiştir.

2010 yılının sonlarına doğru bu alanda inşaat faaliyetleri başlamış, yaklaşık üst yoldan 30 metre aşağıya doğru harfiyat alınmıştır. İmar planlarında “Dini Tesis Alanı” ayrıntılı jeolojik etüt gerektiren alanda (JE3) kaldığı için gerekli zemin iyileştirme işlemleri kısmen yapılmıştır.

2 Şubat 2013 tarihinde 30 metrelik harfiyat alanına, içi yaklaşık 3 metre suyla dolu olan bu alana Bahçeşehir 2.kısım Mahallesinde oturan 1979 Şanlıurfa doğumlu İsmet Yüksel adında bir vatandaşımız, aracıyla düşerek hayatını kaybetmiştir. İsmet Yüksel'e Allah’tan rahmet, geride kalan yakınlarına sabır diliyorum.

Olay çok üzücü ve vahimdir. Fakat daha vahim olan başka konular mevcuttur. İnşaat etrafında hiçbir tedbir olmadığı, gerekli emniyet tedbirlerinin alınmadığı, inşaat alanına her alandan girilip çıkılması mümkün bir şekilde etrafı açık olduğu görülmektedir. Ayrıca inşaatın ruhsatıyla ilgili hiçbir açıklama ve tabela mevcut değildir. Bu inşaat alanı Boğazköy İÖO ve Boğazköy İMKB Meslek Lisesi yolu üzerindedir. Yani iki tane okulun öğrencilerinin servis araçları ve yaya olarak öğrenciler okullarına bu yolu kullanarak gitmektedirler.

Bu olay umarım belediyemize bir ders olmuştur. Yani bir musibet bin nasihatten evladır atasözü maalesef gerçek olmuştur. Sadece buradaki cami inşaatı ile ilgili değil, genel olarak Başakşehir genelinde yapılan inşaatların birçoğunda 3194 Sayılı İmar Kanunu ve İstanbul İmar Yönetmeliği’ne göre inşaat alanında bulunması gereken ruhsatla ilgili bilgileri içeren tabelalar, inşaatlarda yapı sahibinin her türlü tehlikeyi önleyecek şekilde yapı önü yanlarını tahta perde ve uygun malzeme ile kapatması, belediyenin uygun gördüğü takdirde geceleri aydınlatmayı sağlaması zorunlu olmasına rağmen, tüm bunlar maalesef yoktur.

Bu inşaat yani cami inşaatı belediyemizin yani kamunun bir inşaatıdır ve belediyemizin himayesinde yapılmaktadır. Biz kendi inşaatımızda kanunun getirdiği mükellefiyetleri uygulamazsak vatandaşların inşaatlarına nasıl mecburiyet uygulayacağız sorusunu kendimize sormamız lazım.

İşi ehline teslim etmek, sürekli uzman kişilerle çalışmak gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

- İmar Kanununa göre yasal olan 15 metrekare pergole yapmak isteyen vatandaşın işini mühürleyip bekleten, evinin veya işyerinin pimapenlerini değiştirmek isteyen vatandaşa bin türlü zorluk çıkaran zabıta ve İmar Müdürlüğü nerede acaba?

- Bu bölgeden sorumlu olan belediye yetkilileri bu cami alanının içerdiği tehlikeyi hiç görmediler mi?

- Cami derneğine gerekli uyarıyı yapmadılar mı?

- Yoksa bu işler belediyemizin işi değil mi?.


Buradaki tehlikeyle ilgili belediyemize, burada yaşayan vatandaşlarımız,muhtarımız ve bizler çok kez uyarılarda bulunmuş,tehlikeye dikkat çekmişizdir. Bu alanla ilgili aşağıdaki sorularımın yanıtlanması isteğiyle önergemin başkanlık makamına havalesini dilerim.

1– 434 Ada 8 Parsel sayılı yerdeki inşaat alanı ile ilgili verilmiş bir ruhsat, temel ruhsatı var mıdır? Varsa hangi tarihlerde verilmiştir?

2- Bu alanın harfiyatı yaklaşık 15 ay önce alınmış 30 metre yüksekliğinde bir temel çukuru açılmıştır fakat bir türlü inşaatın temeli atılamamış, kaba inşaaı tamamlanamamıştır. Belediyemizin himayesinde olan bu cami alanına gerekli yardım ve destek verilmeyecekti madem neden bu temel çukuru açılmıştır?

3- Belediyemizin imar ve zabıta yetkilileri bu alanın güvenlik tedbirlerinin alınmasını neden sağlamamıştır?

4- Bu alanla ilgili sorumluluğu bulunan belediye yetkilileri hakkında gerekli yasal işlemi yapıp haklarında soruşturma başlatmayı düşünüyor musunuz?

5- Belediyemizin İmar Müdürlüğü yetkilileri ve Bahçeşehir Bölgesi sorumluları bu inşaat alanına hiç gitmişler midir?

6- Cami Dernek Yönetimine yapılmış yazılı veya sözlü bir uyarı mevcut mudur? Bu alanın tehlikesiyle ilgili yapılmış bir tebligat mevcut mudur?

7- Cami inşaatına bugünden sonra gerekli destek ve yardımı vermeyi düşünüyor musunuz?"


2 Şubat günü Bahçeşehir 2.Kısım Mahallesi'nde bulunan Boğazköy Merkez Camii'nin yağmur suyu ile dolu inşaatına, Boğazköy'de ikamet eden 1979 Şanlıurfa doğumlu İsmet Yüksel virajı alamayarak uçmuş ve vahim bir kazaya kurban gitmişti.

Yapılan tüm kurtarma çalışmaları sonuç vermemiş, inşaatın çevresinde ve yol kenarında hiç bir ikaz levhası ve güvenlik tedbirinin olmadığı çukura düşen İsmet Yüksel adlı vatandaş yaşamını yitirmişti.

Ömer Kazancı

Büyükşehir-Başakşehir Belediye Bağımsız Meclis Üyesi

E-mail: omerkazanci@superonline.com.tr
            omerkazanci@bahcesehirnews.com

Facebook:facebook.com/omerrkazanci
Twitter: @omerrkazanci

http://www.bahcesehirnews.com/page.php?act=haberGoster&haberID=4756&name=cami-in-aat-kazas-i-in-mer-kazanc-yaz-l-soru-nergesi-verdi

14 Ocak 2013 Pazartesi

Büyükşehir Belediyesi Denetim Komisyonu Seçildi Ama!

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ocak ayı meclis toplantılarına başlandı. Kanun gereği ocak ayı içinde seçilmesi gereken “Denetim Komisyonu” seçimleri de bugün yapıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi meclis toplantıları Ocak ayı toplantıları 1.birleşiminde, bugün gündemin 1.maddesi “Denetim Komisyonu’na” üye seçimi gerçekleştirildi. Bu madde üzerinde yapılan görüşmede Adalet ve Kalkınma Partisi komisyonun üç kişiden oluşmasını talep etti. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi aykırı teklif sunarak, üye sayısının beş olmasını istedi. Bu talep, oy çokluğu ile reddedilerek AK Parti’nin sunmuş olduğu üç üyeden oluşma teklifi kabul edildi ve seçimlere geçildi.

Seçimler için siyasi partiler komisyona seçilecek isimleri Meclis Başkanlığı’na bildirdi ve gizli oylamayla denetim üyeleri seçildi. AK Parti, “Denetim Komisyonu” üyeliği için, Bütçe Komisyonu Başkanı Yeminli Mali Müşavir Abubekir Taşyürek ve Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Osman Kıdık'ı, Cumhuriyet Halk Partisi ise Uçak Mühendisi Serdar Bayraktar'ı önerdi ve seçildiler.

Ee hayırlı olsun bunda ne var ki diyeceksiniz belki de…

Ama asıl mesele, işte tam da burada başlıyor zaten.

Ancak sözlerime devam etmeden önce, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun bazı maddelerini gözden geçirmekte fayda var. Çünkü neden “Denetim Komisyonu” seçimi sonrasında CHP’nin tercihi ile ilgili soru işaretleri oluştuğu iyice anlaşılmış olsun.

5393 SAYILI BELEDİYE KANUNU

Madde:25 İl ve ilçe belediyeleri ile nüfusu 10.000'in üzerindeki belediyelerde, belediye meclisi, her ocak ayı toplantısında belediyenin bir önceki yıl gelir ve giderleri ile bunlara ilişkin hesap kayıt ve işlemlerinin denetimi için kendi üyeleri arasından gizli oyla ve üye sayısı üçten az beşten çok olmamak üzere bir denetim komisyonu oluşturur. Komisyon belediye birimleri ve bağlı kuruluşlarından her türlü bilgi ve belgeyi isteyebilir.Bu istekler gecikmeksizin yerine getirilir.

BELEDİYE MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Madde:22 İl ve ilçe belediyeleri ile nüfusu 10.000'in üzerindeki belediyelerde, her yılın ocak ayı toplantısında meclis üyeleri arasından gizli oyla üye sayısı üçten az beşten çok olmamak üzere bir denetim komisyonu oluşturur. Denetim Komisyonu, belediye binası içinde belediye başkanı tarafından belirlenen yerde çalışır ve çalışmalarında uzman kişi ve kuruluşlardan yararlanabileceği gibi, kamu kurum ve kuruluşları personelinden yararlanabilir. Komisyon çalışmasını 45 işgünü içinde tamamlar ve buna ilişkin raporunu Mart ayının sonuna kadar, meclis başkanlığına sunar. Başkan, Nisan ayı meclis toplantısında denetim raporunu okutmak suretiyle meclise bilgi verir.

Madde:23 Denetim komisyonu çalışmalarında görevlendirilecek kişilerde aşağıdaki şartlar aranır.

a)- Kamu kurum ve kuruluşlarından görevlendirilecek kişilerde;kamu kurum ve kuruluşlarında denetim elemanı veya en az beş yıl kurumlarının gelir,gider veya bunlara ilişkin hesap kayıt ve işlemlerinin yürütüldüğü birimde çalışıyor olması gerekir.
b)-
Kamu personeli dışındaki kişilerde; kamu kurum ve kuruluşlarının gelir,gider veya bunlara ilişkin hesap kayıt ve işlemlerinin yürütülmesinde en az beş yıl çalışmış olmak ya da maliye, muhasebe, işletme, iktisat, kamu yönetimi veya benzer alanlarda en az lisans düzeyinde eğitim almış ve denetim yapabilecek bilgi ve tecrübeye sahip olması gerekir, der.

Gördüğünüz gibi kanun açık ve net.

Çünkü Denetim Komisyonu bir ‘ihtisas’ komisyonudur. Dolayısıyla bu komisyonun bu konuda ‘eğitim almış, çalışmış uzman kişilerden’ oluşturulması gerekir.

CHP Büyükşehir Meclis Grubu’nda; en az 2 yeminli mali müşavir,10’a yakın serbest muhasebeci mali müşavir mevcut olmasına rağmen denetimle uzaktan yakından ilgisi olmayan Uçak Mühendisi Sayın Serdar Bayraktar’ın önerilmesi ve seçilmesi ne anlama gelmekte, doğrusu bilemiyorum!

Üstelik CHP İl Başkanlığı, 2010 yılında ilçe meclislerinde denetim komisyonlarına seçilecek meclis üyelerinin konularında uzman kişilerden (maliye, muhasebe, iktisat, kamu yönetimi veya benzer alanlarda eğitim almış) serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirlerden oluşması yönünde ‘genelge’ göndermişti.

Bu durumda CHP, “Büyükşehir Belediyesi Denetim Komisyonu” için acaba neden bir uzman meclis üyesi görevlendirmedi?

İşte bu herkesin kafasında soru işareti oluşturdu.

Ayrıca Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yapılan oylama ile iki uzman personelin görevlendirilmesi hususunda da karar alındı.

Burada esas olan şudur ki ‘ihtisas komisyonlarında, o konuyla ilgili uzman kişilerin görevlendirilmesi’ gerekir. Eğer İmar Komisyonu’na üye seçilecekse mimar, inşaat mühendisi veya şehir planlamacısı, Hukuk Komisyonu’na üye seçilecekse avukat, Bütçe Komisyonu’na üye seçilecekse serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir seçilmesi doğru olanıdır. Eğer meclis üyeleri arasında gerçekten konuyla alakalı uzman meclis üyesi yoksa o zamanda bu konuya ilgi duyan, bilgisi olan kişilerden tercih edilebilir.

Şimdi seçilen “Denetim Komisyonu”, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2012 yılı ile ilgili gelir ve giderleri ile bunlara ilişkin hesap kayıt ve işlemlerinin denetimini yapacak.

Ne diyelim artık!

Demek ki bu komisyonda CHP adına, uzman meclis üyesi değil siyasi sayiklerle seçilen meclis üyesi denetim yapacak.

Bu durumda ne denilebilir ki zaten?

“CHP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde herhalde uçanı kaçanı daha iyi yakalasın diye bir uçak mühendisi arkadaşımızı görevlendirdi” demekten başka…

O halde hayırlı denetimler.



Ömer KAZANCI

Büyükşehir-Başakşehir Bağımsız Belediye Meclis Üyesi

Facebook: omerrkazanci

Twitter:
@omerrkazanci

Blog:
omerkazanci.blogspot.com